Savaşın 18. ayında Gazze: Tarım alanlarının %80’i yok edildi çevresel hasarların bir kısmı geri döndürülemez

Filistin Sivil Çevre Örgütleri Ağı Koordinatörü Abeer Butmeh, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının yol açtığı su ve toprak kirliliği gibi çevresel zararların bir kısmının geri döndürülemez olduğunu belirterek, “Gazze’deki durumla ilgili en kritik dönemde olduğumuzu düşünüyorum.” dedi.

– GAZZE’DE YAŞANANLAR EKOLOJİK KIRIM VE SOYKIRIM

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Filistin Sivil Çevre Örgütleri Ağı Koordinatörü Abeer Butmeh, İsrail’in Filistinlilere ve Filistin topraklarına karşı en vahşi soykırımı ve ekolojik kırımı yaptığını söyledi.

Saldırıların henüz ikinci gününde su, gıda ve enerji kaynaklarının kesildiğini, İsrail’in bu kesintileri silah gibi kullanarak birçok savaş suçu işlediğini dile getiren Butmeh, “Gazze Şeridi’nin içi cehennem gibi. Gazze halkı şu anda en acımasız ve sınırsız insanlık zulmünden acı çekiyor. İnsanlar, İsrail’in kasıtlı olarak yaşanmaz hale getirdiği bir bölgede yaşıyorlar.” diye konuştu.

İsrail’in hastane ve ev gibi temel yapıları kasıtlı olarak hedef aldığını ifade eden Butmeh, Gazze Şeridi’ndeki Filistinli varlığının tamamen silinme tehlikesi bulunduğuna dikkati çekti.

Gazze Şeridi’nin kuzey ve doğu bölgelerinden başlayarak adım adım güneye ilerleyen İsrail’in Refah’a saldırılar düzenlediğini belirten Butmeh, şu an Gazze nüfusunun, Gazze Şeridi yüzölçümünün yüzde 30’undan daha az bir alana denk gelen iki noktaya sıkıştığını söyledi.

Butmeh, yaklaşık bir ay önce İsrail güçlerinin bu iki noktada yaşam mücadelesi veren Gazzelileri, Gazze Şeridi’nin ortasına doğru göç etmeye mecbur bıraktığını ancak bu noktanın da İsrail tarafından hedef alındığını hatırlattı.

İsrail’in, saldırıların başladığı ilk andan itibaren 85 bin tondan fazla yasaklı silah kullandığı bilgisini veren Butmeh, şöyle devam etti:

“İsrail, çok büyük miktardaki kimyasalları çok küçük bir alana, yani Gazze Şeridi’ne attı. Bu yasa dışı ve yasaklı silahların ve bombaların kullanımıyla ortaya çıkan büyük miktardaki kimyasal emisyonu hayal edebilirsiniz. Çalışmalara göre, savaşın 18 ayında üretilen emisyon miktarı, dünyada en fazla emisyon üreten 100’den fazla ülkenin emisyonuna eşit. Dolayısıyla hava kirliliğinin tarım arazileri, insanlar ve Gazze’deki tüm çevresel unsurlar üzerindeki etkilerini tahmin edebilirsiniz. Çoğunlukla insanların göç ettiği bölgelerdeki farklı su rezervuarlarından su örnekleri topladık ve tüm su kuyularının fekal koliformla (dışkı kaynaklı bakteri grubu) kirlenmiş olduğunu gördük. Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre içme suyunda fekal koliform konsantrasyonu bulunmamalı.”

– “ATIK SULAR TARIM ALANLARINA, ÇADIRLARA VE DENİZE ULAŞIYOR”

Butmeh, Gazze Şeridi’ndeki altyapı sistemlerinin hedef alınması nedeniyle atık suların tarım alanlarına, çadırlara ve denize ulaştığını dile getirerek, bu durumun tarım alanlarında yüksek tuzluluk, su rezervuarlarında kirlilik ve deniz yaşamında olumsuzluklara yol açarak balıkçılık faaliyetlerine zarar verdiğini ifade etti.

Katı atıklarla birlikte tıbbi atıkların ayrıştırılamamasının da büyük riskleri beraberinde getirdiğini belirten Butmeh, “Daha önceki çalışmalarda, 2014 savaşının çevresel etki değerlendirmesini yaptık. Mevcut savaşı daha önceki herhangi bir saldırıyla karşılaştıramıyoruz. Ancak 2014 yılı değerlendirmemizde, İsrail tarafından hedef alınan tarım alanlarının büyük bir yüzdesinin verimliliğini kaybettiğini tespit ettik. Kimyasal silahlarla hedef alınan tarım alanları verimliliğini kaybetti. Gazze Şeridi’ndeki her bir bölgeyi hedef alan mevcut saldırılar, en acımasız saldırılardır.” dedi.

Saldırılar sonrası geniş alanlarda tuzluluk ve ağır metaller nedeniyle kuruma meydana geldiğini, toprakların kimyasal madde koktuğunu dile getiren Butmeh, Filistinli çiftçilerin tarım alanlarına ulaşmasının İsrail tarafından engellendiğini ve tarım alanlarının yüzde 70’inden fazlasının şu anda erişime kısıtlı olduğunu söyledi.

Butmeh, saldırılarda tarım alanlarının yüzde 80’inden fazlasının hedef alındığını ifade etti.

– “TARIMA UYGUN OLMAYAN KUMLU TOPRAĞA EKİM YAPIYORLAR”

Gazze Şeridi’ndeki herkesin elinde geldiğince direniş gösterdiğini belirten Butmeh, şöyle konuştu:

“Aslında geleceği oldukça karanlık görüyoruz fakat çadırlar arasında farklı ekim girişimleri oluyor. Tarıma uygun olmayan kumlu toprağa ekim yapıyorlar. Umut bulmak, yaşamlarını sürdürebilmek ve yiyecek bulmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ancak tarım alanları söz konusu olduğunda kirlilik bizim için asıl endişe kaynağı. Ağır metal kirliliğinin ve yoğunluğunun etkisini değerlendirmek için örnekler alıp toprak ve bitki örneklerini test etmemiz gerekiyor. Ne yazık ki İsrail, kasıtlı olarak tüm laboratuvarları, kurumları, hatta üniversiteleri hedef aldı.”

Butmeh, Gazze’nin 7 Ekim’den önce tarihinin en uzun kuşatması altında bulunması nedeniyle tüm enerji kaynaklarında yakıt sıkıntısı yaşandığını, birçok tesisin yenilenebilir enerjiye ihtiyaç duyduğunu ancak İsrail’in yenilenebilir enerji projelerini kasıtlı olarak hedef aldığını söyledi.

Refah’a su sağlayan ve güneş enerjisi üniteleriyle çalışan ana kuyunun da İsrail saldırılarında zarar gördüğünü belirten Butmeh, araştırmalara göre güneş enerjisiyle çalışan atık su arıtma tesislerinin yüzde 75’inin İsrail saldırılarında kısmen veya tamamen yıkıldığını ifade etti.

Butmeh, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gazze Şeridi’ndeki çevre kirliliğinin uzun vadeli etkilerini değerlendirebilmek için öncelikle Gazze Şeridi’ndeki bu ekokırımı ve soykırımı durdurmamız ve tüm çevresel unsurlardaki kirleticilerin konsantrasyonunu analiz edebilmemiz gerekiyor. Bu çevresel hasarların bir kısmının geri döndürülemez ve telafi edilemez olacağını öngörüyoruz ancak bir kısmı hala geri döndürülebilir. Bir kısmında da toprağı iyileştirmek için uzun vadeli iyileştirmeye ihtiyaç duyulacak. Dolayısıyla Gazze’deki durumla ilgili en kritik dönemde olduğumuzu düşünüyorum. Gazze’deki halkımıza, Gazze’deki topraklara ve çevreye karşı uygulanan bu ekokırımı ve soykırımı durdurmak için gerçek eylemlere ihtiyaç var.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir